2021-2022 9. sınıf ingilizce kelimeleri pdf formatında hepsi aynı sayfada. Lütfen görmek istediğiniz 9.sınıf ingilizce kelimelerinin üzerine tıklayınız. Bu sayfada 9. sınıf ingilizce 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. ünite kelimeleri ve anlamlarını bulabilirsiniz. Kelime listesinin sonundaki bağlantıya tıklayarak kelimeleri indirebilirsiniz.
9. SINIF İNGİLİZCE ÜNİTE KELİMELERİ 2021-2022
- 9. SINIF 1. ÜNİTE KELİMELERİ (STUDYING ABROAD)
- 9. SINIF 2. ÜNİTE KELİMELERİ (MY ENVIRONMENT)
- 9. SINIF 3. ÜNİTE KELİMELERİ (MOVIES)
- 9. SINIF 4. ÜNİTE KELİMELERİ (HUMAN IN NATURE)
- 9. SINIF 5. ÜNİTE KELİMELERİ (INSPIRATIONAL PEOPLE)
- 9. SINIF 6. ÜNİTE KELİMELERİ (BRIDGING CULTURES)
- 9. SINIF 7. ÜNİTE KELİMELERİ (WORLD HERITAGE)
- 9. SINIF 8. ÜNİTE KELİMELERİ (EMERGENCY AND HEALTH PROBLEMS)
- 9. SINIF 9. ÜNİTE KELİMELERİ (INVITATIONS AND CELEBRATIONS)
- 9. SINIF 10. ÜNİTE KELİMELERİ (TELEVISION AND SOCIAL MEDIA)
9. Sınıf İngilizce 1. Ünite Kelimeleri
- accountant:muhasebeci
- actor:erkek oyuncu
- actress: kadın oyuncu
- architect: mimar
- aunt: hala, teyze
- brilliant: muhteşem
- brother: erkek kardeş
- builder:inşaatçı
- carpenter:marangoz
- city map: şehir haritası
- colleague: iş arkadaşı
- country: ülke
- cousin: kuzen
- cross the road: caddeden karşıya geçmek
- crowded: kalabalık
- dangerous: tehlikeli
- daughter: kız evlat
- delicious: lezzetli
- diplomat: dışişleri görevlisi
- disgusting: iğrenç
- doctor: doktor
- earn life: hayatını kazanmak
- empty: boş
- engineer: mühendis
- fascinating: büyüleyici
- fashion designer:moda tasarımcı
- find a job: iş bulmak
- florist:çiçekçi
- footballer:futbolcu
- future job: gelecekteki iş
- get married: evlenmek
- go abroad: yurt dışına gitmek
- go along the street: cadde boyunca git
- go back: geri dönmek
- gorgeous: muhteşem, görkemli
- grandfather: büyük baba
- grandmother: büyük anne
- have a great time: harika vakit geçirmek
- hometown: memleket
- husband: koca
- impolite:kaba
- instructor: eğitmen
- introduce: tanıtmak
- journalist:gazeteci
- language: dil
- laptop: dizüstü bilgisayar
- lawyer:avukat, hukukçu
- live: yaşamak
- lucky: şanslı
- married: evli
- meet: tanışmak
- mobile phone: cep telefonu
- mother: anne
- move: taşınmak
- musician: müzisyen
- nationality: millet
- neighbour: komşu
- officer: memur
- parents: anne, baba / ebeveyn
- part-time: yarı zamanlı
- passport: pasaport
- plumber:su tesisatçısı
- policeman:polis
- polite: kibar
- relax: rahatlamak
- retired:emekli
- roommate: oda arkadaşı
- safe: güvenli
- scientist: bilim insanı
- singer:şarkıcı
- sister: kız kardeş
- sister-in-law: görümce,elti,baldız
- son: erkek evlat
- sports person:sporcu
- student ID card: öğrenci kimlik kartı
- student: öğrenci
- stunning: çekici
- surgeon:cerrah
- talented: yetenekli
- taxi driver:taksi şoförü
- teacher:öğretmen
- tennis player:tenis oyuncusu
- travel agent:seyehat acentası
- turn left: sola dön
- turn right: sağa dön
- ugly: çirkin
- umbrella: şemsiye
- uncle: amca, dayı
- waitress: kadın garson
- wallet: cüzdan
- wife: eş, karı
- work: çalışmak
- workmate: iş arkadaşı
- writer:yazar
- COUNTRIES AND NATIONALITIES
- Australia: Avustralya
- Bulgaria: Bulgaristan
- Canada: Kanada
- China: Çin
- Egypt: Mısır
- France: Fransa
- Germany: Almanya
- Greece: Yunanistan
- Italy: İtalya
- Japan: Japonya
- Portugal: Portekiz
- Spain: İspanya
- Sweden: İsveç
- The UK: Birleşik krallık
- Turkey: Türkiye
- Australian: Avustralyalı
- British: İngiliz
- Bulgarian: Bulgar
- Canadian: Kanadalı
- Chinese: Çinli
- Egyptian: Mısırlı
- French: Fransız
- German: Alman
- Greek: Yunan
- Italian: İtalyan
- Japanese: Japon
- Portuguese: Portekizli
- Spanish: İspanyol
- Swedish: İsveçli
- Turkish: Türk
9. SINIF İNGİLİZCE 1. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 2. Ünite Kelimeleri
- NOUNS
- alarm clock: çalar saat
- armchair: koltuk
- baker’s: fırın
- balcony: balkon
- bank: banka
- bath: banyo, küvet
- bathroom: banyo
- bed: yatak
- bedroom: yatak odası
- bedside table: komodin
- bookcase: kitaplık
- bookshop: kitapçı
- building: bina
- bus station: otobüs durağı
- butcher’s: kasap
- cafe: kafe
- carpet: halı
- cinema: sinema
- city centre: şehir merkezi
- city hall: belediye binası
- closet: tuvalet, elbise dolabı
- clothes shop: giyim mağazası
- coffee table: sehpa
- cooker: fırın
- countryside: kırsal yerler
- cupboard: dolap
- curtain: perde
- cushion: yastık, minder
- desk: çalışma masası
- dishwasher: bulaşık makinası
- drawer: çekmece
- electronic store: elektronik mağazası
- environment: çevre
- factory: fabrika
- famous for: ile ünlü
- fire station: itfaiye merkezi
- flower: çiçek
- fridge: buz dolabı
- garage: garaj
- garden: bahçe
- grocery store: bakkal
- guest: konuk, misafir
- gym: spor salonu
- hairdresser’s: kuaför
- hospital: hastane
- kitchen: mutfak
- lake: göl
- lamp: lamba
- leisure centre: eğlence merkezi
- library: kütüphane
- live: yaşamak
- living room: oturma odası
- location: konum
- mirror: ayna
- mosque: camii
- museum: müze
- music shop: müzik mağazası
- neighbourhood: mahalle, civar
- newsagent: gazete bayii
- painting: tablo
- pharmacy: eczane
- police station: polis merkezi
- population: nüfus
- post office: postane
- restaurant: restorant
- shelves: raf
- shopping mall: alışveriş merkezi
- shower: duş
- sink: lavabo
- sofa: koltuk, kanepe
- spend time: zaman harcamak
- square: meydan
- study room: çalışma odası
- swimming pool: yüzme havuzu
- theatre: tiyatro
- towel: havlu
- town: kasaba
- wardrobe: dolap, gardırop
- washbasin:lavabo
- weather: hava
- PREPOSITIONS OF PLACE
- at the end of: sonunda
- behind: arkasında
- between: arasında
- in front of: önünde
- in: içinde
- near: yakınında
- next to: bitişiğinde
- on the corner of: köşesinde
- on: üstünde
- opposite: karşısında
- under: altında
- ADJECTIVES
- beautiful: güzel
- big: büyük
- calm: sakin
- cheap: ucuz
- cold: soğuk
- crowded: kalabalık
- difficult: zor
- dirty: kirli
- easy: kolay
- expensive: pahalı
- fabulous: olağanüstü
- fantastic: şahane
- friendly: arkadaş canlısı
- great: mükemmel
- homemade: ev yapımı
- important: önemli
- light: hafif
- messy: dağınık
- modern: modern
- neat: düzenli
- new: yeni
- noisy: gürültülü
- old: eski
- powerful: güçlü
- precious: kıymetli
- quiet: sessiz
- small: küçük
- small: küçük
- social: sosyal
- strong: güçlü
- tidy: düzenli
- warm: sıcak
9. SINIF İNGİLİZCE 2. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 3. Ünite Kelimeleri
- KINDS OF MOVIES
- action: aksiyon
- adventure: macera
- animation: animasyon
- comedy: komedi
- drama: drama
- historical: tarihi
- historical: tarihi film
- horror: korku
- love story: aşk filmi
- musical: müzikal
- romantic comedy: romantik komedi
- science fiction: bilim kurgu
- thriller: gerilim filmi
- war: savaş filmi
- western: kovboy filmi
- NOUNS AND ACTIVITIES
- a feel-good movie: iyi hissettiren film
- accept: kabul etmek
- actor: erkek oyuncu
- actress: kadın oyuncu
- advise: tavsiye etmek
- ambition: istek
- award: ödül
- being in nature: tabiatta olmak
- cast: rol vermek
- celebrity: ünlü
- character: karakter
- collecting things: koleksiyon yapmak
- cycling: bisiklete binme
- dancing: dans etme
- director: yönetmen
- do pilates: pilates yapmak
- doing origami: origami yapmak
- doing sports: spor yapmakdoing yoga: yoga yapma
- excuse: mazeret
- film reviews: film incelemesi
- going for a walk: yürüyüşe çıkmak
- hiking: doğa yürüyüşü
- hiking: doğa yürüyüşü
- knitting: örgü örmek
- location: konum
- marbling: ebru sanatı
- novel: roman
- opinion: fikir
- playing chess: satranç oynama
- playing golf: golf oynama
- playing the guitar: gitar çalma
- plot: filmin konusu
- preference: tercih
- reading a book: kitap okumak
- refuse: reddetmek
- rollerblading: patenle kayma
- scenario: senaryo
- scuba diving: tüple dalış
- setting: filmin çekildiği yer
- singing: şarkı söylemek
- snowboarding: kar kayağı
- stars: film oyuncuları
- story of the movie: filmin hikayesi
- story: hikaye
- taking photos: foroğraf çekmek
- ticket: bilet
- waste time: zamanı boşa harcamak
- watching films: film izlemek
- watching TV: televizyon izlemek
- writing poems: şiir yazma
- VERBS
- acting: oyunculuk
- addict: bağımlısı olmak
- doll: oyuncak bebek
- dream: hayal etmek
- give advice: tavsiye vermek
- give up: yapmayı bırakmak
- inspire: ilham vermek
- invite: davet etmek
- prefer: tercih etmek
- quit: bırakmak
- recommend: önermek
- say opnion: fikrini söylemek
- take up: yapmaya başlamak
- train: alıştırma yapmak
- waste time: boşa zaman harcamak
- win: kazanmak
- ADJECTIVES
- alone: yalnız
- amazing: harika
- amusing: eğlenceli, zevkli
- annoying: rahatsız edici
- beautiful: güzel
- boring: sıkıcı
- breathtaking: nefes kesici
- busy: meşgul, yoğun
- challenging: zorlu, ilgi çekici
- cheap: ucuz
- conservative: tutucu
- creative: yaratıcı
- different: farklı
- different: farklı
- entertaining: eğlenceli
- equal: eşit
- excellent: mükemmel
- exciting: heyecan verici
- exhausting: yorucu
- exotic: acayip
- expensive: pahalı
- extraordinary: olağandışı
- fair: adil
- fantastic: şahane
- fascinating: büyüleyici
- great: harika
- hard: zor
- important: önemli
- interesting: ilgi çekici
- lovely: sevimli
- ordinary: sıradan
- poor: fakir
- powerful: güçlü
- relaxing: rahatlatıcı
- rich: zengin
- short: kısa
- slow: yavaş
- successful: başarılı
- thrilling: heyecan verici
- unpleasant: hoşa gitmeyen
- unpopular: tutulmayan
- unrealistic: gerçek dışı
- unusual: alışılmadık
- wise: akıllı
- young: genç
- famous: ünlü, tanınan
- IMPORTANT EXPRESSIONS
- Do you fancy: ister misin?
- Shall we go to the park?
- Why don’t we …? : neden … yapmıyorsun
- Let’s… : haydi …
- How about … : … nasıl olur?
- What about … : … ne dersin?
- Would you like to …? : … ister misin?
- Yes, I’d love to: evet isterim
- Yeah, why not?: evet neden olmasın?
9. SINIF İNGİLİZCE 3. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 4. Ünite Kelimeleri
- VERBS
- amaze: şaşırtmak
- ask: sormak
- call: aramak
- catch fish: balık yakalamak
- cause: sebep olmak
- change: değiştirmek
- clean the kitchen: mutfağı temizlemek
- come back home: eve geri gelmek
- cook: yemek pişirmek
- do gardening: bahçe işleri yapmak
- do homework: ödev yapmak
- do ironing: ütü yapmak
- dream: hayal kurmak
- drive: araba sürmek
- end: bitmek
- fall: düşmek
- feed the animal: hayvanı beslemek
- fix: tamir etmek
- freeze: donmak
- get up: kalkmak
- go camping: kampa gitmek
- go on holiday: tatile gitmek
- go shopping: alışverişe gitmek
- go to the gym: spor salonuna gitmek
- go to the mosque: camiye gitmek
- go trekking: doğa yürüyüşü yapmak
- hate: nefret etmek
- have a bath: banyo yapmak
- have a match: maç yapmak
- have breakfast: kahvaltı etmek
- have lunch: öğle yemeği yemek
- help people: insanlara yardım etmek
- hike: yürüyüşe çıkmak
- increase: artmak
- keep: yakalamak, tutmak
- kiss: öpmek
- like: hoşlanmak
- make money: para kazanmak
- measure: ölçmek
- meet (her) friends: arkadaşlarıyla buluşmak
- meet: buluşmak, tanışmak
- miss the bus: otobüsü kaçırmak
- move: taşınmak
- occur: meydana gelmek
- pass: geçmek
- prepare breakfast: kahvaltı hazırlamak
- prevent: önlemek
- protect the environment: çevreyi korumak
- receive: almak
- reduce: azaltmak
- ride: sürmek
- run: koşmak
- sing: şarkı söylemek
- sleep late: geç uyumak
- sleep: uyumak
- speak: konuşmak
- start: başlamak
- stay at home: evde kalmak
- stop: durmak
- survive: hayatta kalmak
- take the bus: otobüse binmek
- take the dog for a walk: köpeği
- take to the cinema: sinemaya götürmek
- teach: öğretmek
- tell: söylemek
- touch: dokunmak
- walk: yürümek
- wash the clothes: çamaşır yıkamak
- watch movie: film izlemek
- wish: dilemek, istemek
- work: çalışmak
- write: yazmak
- yürüyüşe çıkarmak
- NOUNS
- accident: kaza
- aftershock: artçı deprem
- avalanche: çığ
- bad weather: kötü hava
- beach: sahil
- cause: sebep
- crime: suç
- criminals: suçlular
- damage: zarar
- danger: tehlike
- desert: çöl
- disaster: afet
- drought: kuraklık
- earthquake: deprem
- explorer: araştırmacı
- explosion: patlama
- flood: sel
- forest: orman
- global warming: küresel ısınma
- harmed: zarar görmüş
- heatwave: sıcaklık dalgası
- heavy rain: şiddetli yağmur
- hill: tepe
- homeless: evsiz
- human being: insanoğlu
- hurricane: kasırga
- infectious diseases: bulaşıcı hastalıklar
- injured: yaralanmış
- island: ada
- journalist: gazeteci
- killed: ölmüş
- lake: göl
- landslide: toprak kayması
- magnitude: büyüklük
- mountain: dağ
- natural sources: doğal kaynaklar
- ocean: okyanus
- park ranger: korucu
- preparation: hazırlık
- rescuer: kurtarıcı
- river: nehir
- scary: korkunç
- shelter: sığınak
- size: büyüklük
- soil: toprak
- stay away: uzak durmak
- storm: fırtına
- survivors: hayatta kalan
- tsunami: deprem dalgası
- victim: mağdur, kurban
- volcanic eruption: volkanik
- waterfall: şelale
- ADVERBS OF FREQUENCY
- always: her zaman
- usually: genellikle
- often: sık sık
- sometimes: bazen
- rarely / seldom: nadiren
- never: asla
- once a day: günde bir kez
- twice a week: haftada iki kez
- three times a year: yılda üç kez
- QUESTION WORDS
- what: ne
- when: ne zaman
- where: nerede
- who: kim
- why: neden
- how: nasıl
- whose: kimin
- which: hangisi
- what time: saat kaçta
- how often: ne sıklıkta
- how many: kaç tane
- how much: ne kadar
- how long: ne kadar süre
- what kind of: ne tür
9. SINIF İNGİLİZCE 4. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 5. Ünite Kelimeleri
- APPEARANCE
- attractive: çekici, alımlı
- bald: kel
- beard: sakal
- beautiful: güzel
- curly hair: kıvırcık saç
- dark skin: koyu ten
- dyed hair: boyalı saç
- elegant: şık
- fair hair: kumral saç
- fat: şişman
- good-looking: güzel / yakışıklı
- green eyes: yeşil göz
- handsome: yakışıklı
- headscarf: başörtüsü
- long face: uzun yüz
- long hair: uzun saç
- loose hair: saçlarını açmak
- medium build: orta yapılı
- medium height: orta boylu
- medium weight: orta kilolu
- middle-aged: orta yaşlı
- moustache: bıyık
- old: yaşlı
- plump: toplu, kilolu
- pretty: sevimli
- short: kısa
- shoulder-length hair: omuza gelen saç
- slim: zayıf, ince
- small nose: küçük burun
- spiky hair: saçları dik dik
- straight hair: düz saç
- tall: uzun
- thin: ince, zayıf
- ugly: çirkin
- wavy hair: dalgalı saçwear glasses: gözlük takmak
- well-built: yapılı
- wrinkles: kırışıklıklar
- young: genç
- NOUNS
- belt: kemer
- blouse: bluz
- boots: bot
- bracelet: bilezik
- cap: şapka
- clutch: el çantası
- coat: mont, kaban
- dress: elbise
- earmuffs: kulak koruyucusu
- flip flops: parmak arası terlik
- gloves: eldiven
- hair-band: saç bandı
- headscarf: başörtüsü
- high-heeled shoes: yüksek topuklu ayakkabı
- jeans: kot pantolon
- necklace: kolye
- sandals: sandalet
- shirt: gömlek
- shorts: şort
- skirt: etek
- slippers: terlik
- sneakers: spor ayakkabı
- socks: çorap
- suit: takım elbise
- tie: kravat
- ADJECTIVES
- talented: yetenekli
- skilful: becerikli
- unskilled: beceriksiz
- shy: utangaç
- rude:kaba
- generous: cömert, eli açık
- polite: kibar
- imaginative: yaratıcı
- reliable: güvenilir
- boring: sıkıcı
- lazy: tembel
- sincere: içten, samimi
- ridiculous: gülünç, tuhaf
- stingy: cimri
- stubborn: inatçı
- outgoing: dışa dönük
- modest: mütevazı
- patient: sabırlı
- easy-going: uysal
- jealous: kıskanç
- helpful: yardımsever
- honest: dürüst
- envious: kıskanç
- down-to-earth: gerçekçi
- VERBS
- check messages: mesajlarını kontrol etmek
- fill up spare time: boş zamanlarını değerlendirmek
- follow famous bloggers: ünlü blogcuları takip etmek
- get the latest news: en son haberleri öğrenmek
- join social groups: sosyal gruplara katılmak
- meet new people: yeni insanlarla tanışmak
- play online games: internette oyun oynamak
- search for information: bilgi aramak
- send text messages: mesaj göndermek
- share opinions: fikir paylaşmak
- share photos: fotoğraf paylaşmak
- stay in touch with friends: arkadaşlarla iletişim kurmak
- stay up-to-date: güncel kalmak
- study language: dil okumak
- use photo applications: fotoğraf uygulamaları kullanmak
- watch videos: videolar izlemek
9. SINIF İNGİLİZCE 5. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 6. Ünite Kelimeleri
- airlines: haya yolları
- airport: havalimanı
- aisle seat: koridor koltuğu
- ancient: antik
- announcement: anons
- arrival: varış
- arrive: varmak
- bagel: simit
- baggage: bagaj, valiz
- beans: fasülye
- beef: sığır eti
- bill: hesap
- board: uçağa binmek
- boarding pass: uçuş kartı
- boat tour: tekne gezisi
- book a flight: uçak bileti ayırtmak
- boring: sıkıcı
- breakfast: kahvaltı
- bring: getirmek
- business class: ticari sınıf
- busy: meşgul, yoğun
- buy a ticket: bilet almak
- cancel: iptal etmek
- capital: başkent
- cheap: ucuz
- check-in desk: bilet kontrol masası
- cheese: peynir
- chopsticks: yemek çubukları
- clothing: giyim
- crowded: kalabalık
- culture: kültür
- customer: müşteri
- customs: gelenek
- delay: ertelemek
- delicious: lezzetli
- dessert: tatlı
- destination: gidilecek yer
- disgusting: iğrenç, berbat
- dish: yemek
- doughnuts: çörek, gözleme
- drink something: bir şey içmek
- dumpling: çin mantısı
- economy class: ekonomi sınıfı
- exciting: heyecanlı
- expensive: pahalı
- experience: tecrübe, deneyim
- fabulous: olağanüstü
- fasten seat belt: emniyet kemeri takmak
- first class: birinci sınıf
- fish: balık
- flight: uçuş
- flour: un
- foreign country: yabancı ülke
- foreigners: yabancılar
- fresh: taze
- fried tomatoes: kızarmış domates
- fries: patates kızartması
- garlic: sarımsak
- gate number: kapı numarası
- gate: kapı
- get around: gezinmek
- go abroad: yurt dışına çıkmak
- greasy: yağlı
- green tea: yeşil çay
- greeting: selamlama
- have dinner: akşam yemeği yemek
- have lunch: öğlen yemeği yemek
- have some soup: çorba içmek
- have the bill: hesabı almak
- healthy: sağlıklı
- helpful: yardımsever
- horrible: berbat
- hot dogs: sosisli sandviç
- huge: devasa
- important places: önemli yerler
- juicy: sulu
- large: geniş
- leave: ayrılmak
- lentil: mercimek
- located: yer almak
- location: konum
- luggage: bagaj, valiz
- main course: ana yemek
- main dishes: ana yemekler
- make a reservation: rezervasyon yaptırmak
- meat: et
- mineral water: maden suyu
- mushroom: mantar
- oil: yağ
- one-way flight: tek yön uçuş
- orange juice: portakal suyu
- order food: sipariş vermek
- order: sipariş vermek
- passenger: yolcu
- passport: pasaport
- pasta: makarna
- pay the bill: hesabı ödemek
- plane: uçak
- pork: domuz eti
- price: fiyat, ücret
- proceed: ilerlemek
- quiet: sessiz
- red peppers: kırmızı biber
- relaxing: dinlendirici
- religion: din
- return ticket: dönüş bileti
- rice: pirinç
- round trip: gidiş-dönüş
- salad: salata
- salt: tuz
- salty: tuzlu
- sauce: sos
- sausages: sosis
- sea food: deniz ürünleri
- seat: koltuk
- security: güvenlik
- serve meal: yemek servisi yapmak
- serve: servis etmek
- sheep: koyun
- sight: manzara
- single ticket: tek yön bilet
- snacks: atıştırmalıklar
- social life: sosyal yaşam
- sour: ekşi
- souvenir shop: hediyelik eşya dükkanı
- spice: baharat
- spicy: baharatlı
- starters: başlangıçlar
- steak: biftek
- stranger: yabancı
- stressful: stresli, gergin
- suitcase: valiz
- sweet: tatlı
- take a trip: seyahat etmek
- terrible: korkunç
- ticket: bilet
- tourist attractions: turistik yerler
- transport: ulaşım
- travel agency: seyahat acentası
- traveller: yolcu, gezgin
- trip: seyahat
- tropical fruit: tropikal meyve
- unhealthy: sağlıksız
- unique: benzersiz
- vegetables: sebze
- visit: ziyaret etmek
- waiter: erkek garson
- waitress: bayan garson
- warm: sıcak
- weather: hava durumu
- window seat: cam kenarı koltuk
9. SINIF İNGİLİZCE 6. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 7. Ünite Kelimeleri
- accident: kaza
- achievement: başarı
- ancient kings: antik krallar
- ancient sites: antik şehir
- ancient times: ilk çağlar, antik dönemler
- ancient trade centre: antik ticaret merkezi
- architect: mimar
- book: rezervasyon yaptırmak
- build: inşa etmek
- buy: satın almak
- cable car: teleferik
- capital: başkent
- castle: kale, hisar
- cemetery: mezarlık
- century: yüzyıl
- ceremony: tören
- civilization: uygarlık, medeniyet
- commit suicide: intihar etmek
- construct: inşa etmek
- convention: sözleşme
- cultural heritage: kültürel miras
- destroy: yok etmek
- discover: keşfetmek
- empire: imparatorluk
- excavate: kazı yapmak
- experience: tecrübe
- future generations: gelecek nesil
- gift: hediye
- grow: yetiştirmek
- historian: tarihçi
- historical structure: tarihi yapı
- history: tarih
- homeland: memleket, vatan
- invent: icat etmek
- island: ada
- ladder: merdiven
- legendary: efsanevi
- lighthouse: deniz feneri
- lighthouse: deniz feneri
- location: konum, yer
- memory: anı, hatıra
- millennium: bin yıl
- mosque: cami
- mountain: dağ
- museum: müze
- natural heritage: doğal miras
- nominate: aday göstermek, tayin etmek
- ornament: süs
- palace: saray
- pass: geçirmek, devretmek
- pick up: bir yerden birini almak
- prefer: tercih etmek
- preserve: korumak, muhafaza etmek
- protect: korumak
- raise sheep: koyun yetiştirmek
- remarkable: göze çarpan, olağanüstü
- rescue: kurtarmak
- ruin: ören, yıkıntı
- sailor: denizci
- sculpture: heykel
- statue: heykel
- seven wonders: dünyanın yedi harikası
- skilful: becerikli
- slave: köle
- speech: konuşma
- staircase: merdiven
- structure: yapı
- temple: tapınak
- terrible: korkunç
- tomb – mausoleum: mezar, türbe
- unique: benzersiz
- visit: ziyaret etmek
- visitor: ziyaretçi
- waterfall: şelale
- wheel: tekerlek
- worker: işçi
- world heritage: dünya mirası
9. SINIF İNGİLİZCE 7. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 8. Ünite Kelimeleri
- HEALTH PROBLEMS
- accident: kaza
- allergies: alerji
- asthma: astım
- backache: sırt ağrısı
- bleeding: kanama
- breaking a body part: vücudun bir yerini kırma
- broken leg: kırık bacak
- burn: yanık
- car accident: araba kazası
- collapsed building: yıkılmış bina
- cough: öksürük
- cut finger: parmağını kesmek
- dental problem: diş problemleri
- diarrhea: ishal
- earthquake: deprem
- fainting: bayılma
- fall down the stairs: merdivenlerden düşmek
- fall off: düşmek
- feel dizzy: başı dönmek
- fire: yangın
- food poisoning: gıda zehirlenmesi
- have a backache: sırtı ağrımak
- have a cold sweat: soğuk terlemek
- have a cold: soğuk algınlığı
- have a cough: öksürmek
- have a fever: ateşi olmak
- have a headache: başı ağrımak
- have a nosebleed: burnu kanamak
- have a sore throat: boğazı ağrımak
- have a stomach ache: karnı ağrımak
- have acne: sivilcesi olmak
- have the flu: grip olmak
- headache: başağrısı
- heart attack: kalp krizi
- heavy rains: şiddetli yağmurlar
- high blood pressure: yüksek tansiyon
- high fever: yüksek ateş
- injured: yaralanmış
- injury: yaralanma
- lose consciousness: bilincini yitirmek
- robbery: hırsızlık
- runny nose: burnun akması
- sore throat: boğaz ağrısı
- sprain my ankle: ayağını burkmak
- sprained wrist: bilek burkulması
- stomach-ache: karın ağrısı
- the flu: grip
- toothache: diş ağrısı
- vomiting: kusma
- OTHER IMPORTANT WORDS
- alert medical personnel: sağlık görevlisini harekete geçirmek
- alert your family: aileyi uyarmak-harekete geçirmek
- apply gel: jel sürmek
- ask for advice: tavsiye istemek
- bandage: bandaj
- be conscious: bilinci yerinde olmak
- breathe: nefes almak
- breathing in steam: buhar solumak
- call an ambulance: ambulansı aramak
- call the fire department: itfaiyeyi aramak
- call the police: polisi aramak
- calm down: sakinleşmek
- cardiopulmonary resuscitation: kalp masajı
- check yourself for injuries: yaralanıp yaralanmadığını kontrol etmek
- check-up: sağlık muayenesi
- cold pack: buz torbası
- collapse: çökmek
- cut communications: iletişimi koparmak
- damage: zarar vermek
- dermatologist: cilt doktoru
- drink linden tea: ıhlamur içmek
- drinking herbal tea: bitki çayı içmek
- eating chicken soup: tavuk çorbası içmek
- elevator: asansör
- emergency blanket: acil durum
- escape route: acil çıkış yolu
- escape: kaçmak
- examine: muayene etmek
- find a safe place: güvenli bir yer bulmak
- fire drill: yangın tatbikatı
- first aid: ilk yardım
- gauze roll: gazlı bez
- get advice: tavsiye almak
- give advice: tavsiye vermek
- give medicine: ilaç vermek
- heal: iyileştirmek
- health problem: sağlık problemi
- illness: hastalık
- keep warm: kendini sıcak tutmak
- leave immediately: hemen terk etmek
- make an appointment: randevu almak
- medical help: tıbbi yardım
- medication: ilaç tedavisi
- not to use the elevators: asansörü kullanmamak
- obligation: zorunluluk
- paramedics: sağlık görevlileri
- plaster: yara bandı
- prescribe: reçete yazmak
- prescription: reçete
- prohibition: yasak
- put a plaster: yara bandı yapıştırmak
- put an ice pack: buz torbası koymak
- put out a fire: yangını söndürmek
- reduce risk: riski azaltmak
- rescue teams: kurtarma ekipleri
- rescue yourself: kendini kurtarmak
- ruin: bozmak
- safety pin: çengelli iğne
- scissors: makas
- see a doctor: bir doktora görünmek
- smoke detector: yangın detektörü
- stairway: merdiven
- stay at home and rest: evde kalıp dinlenmek
- staying in bed: yatakta kalmak
- survivors: hayatta kalanlar
- symptoms: belirtiler
- take a deep breath: derin bir nefes almak
- take a long rest: uzun bir süre dinlenmek
- take medicine: ilaç almak
- take pills: ilaç almak
- taking vitamin C: C vitamini almak
- thermometer: termometre
- treatment: tedavi
- unplug the electrical items: elektrikli aletlerin fişini çekmek
- use antibiotics: antibiyotik kullanmak
- wait for help: yardım beklemek
9. SINIF İNGİLİZCE 8. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 9. Ünite Kelimeleri
- accept: kabul etmek
- arrive at the party place: partinn
- baker’s: fırın
- barbecue party: mangal partisi
- beef: biftek
- birth of a new baby: bebek doğması
- birthday party: doğumgünü partisi
- bookshop: kitapçı
- bring some food: yiyecek getirmek
- bring: getirmek
- butcher’s: kasap
- call: aramak
- candles: mumlar
- casual dress: günlük kıyafet
- celebrate: kutlamak
- celebration: kutlama
- ceremony: tören
- championship celebration: şampiyonluk kutlaması
- change: para üstü
- cleaning the house: evi temizleme
- clothes shop: giyim mağazası
- cook: yemek pişirmek
- cooking gloves: pişirme eldiveni
- cooking: yemek pişirme
- costume: kostüm
- cucumber: salatalık
- culture: kültür
- customer: müşteri
- decorating the house: evi süsleme
- decorations: süslemeler
- democracy and national unity day: demokrasi ve milli birlik bayramı
- dinner party: akşam yemeği partisi
- do shopping: alışveriş yapmak
- emotional music: duygusal müzik
- engagement: nişan
- enjoy: eğlenmek
- explain: açıklamak
- farewell party: veda partisi
- flour: un
- food and drinks: yiyecek ve içecekler
- gain: kazanmak
- games and CDs: oyun ve CD ler
- get ready: hazırlanmak
- gift: hediye
- give a call: aramak
- graduation hat: mezuniyet kepi
- graduation party: mezuniyet partisi
- grape: üzüm
- greengrocer: manav
- grocer’s: market
- guest: konuk
- harvest: toplamak
- hot dog: sosisli sandwiç
- housewarming party: hoş geldin partisi
- iftar meal: iftar yemeği
- invitation: davet
- invite: davet etmek
- join a party: partiye katılmak
- location: konum
- look for: aramak
- making the guest list: davetli listesi hazırlama
- miss: kaçırmak
- national festivals: milli bayramlar
- new job celebration: yeni iş kutlaması
- newsagent’s: gazeteci
- on time: zamanında
- opening: açılış
- out of stock: bitmiş, tükenmiş
- pay in cash: nakit ödemek
- pay: ödemek
- preparation: hazırlık
- prepare meal: yemek hazırlamak
- prepare: hazırlamak
- price: fiyat
- purchase: satın almak
- put out candles: mumları üflemek
- ramadan: ramazan
- refuse: reddetmek
- religious days: dini günler
- republic day: cumhuriyet bayramı
- request: rica etmek
- rice: pirinç
- rush: koşturmak
- salt: tuz
- send invitation: davetiye göndermek
- serve: servis yapmak
- shop assistant: tezgahtar
- shopkeeper: satıcı
- shopping list: alışveriş listesi
- spring onion: yeşil soğan
- strawberry: çilek
- surprise party: sürpriz parti
- şampiyonluk kutlaması
- throw a party: parti düzenlemek
- give a party: parti düzenlemek
- toyshop: oyuncak dükkanı
- tradition: gelenek, görenek
- wedding anniversary: evlilik yıldönümü
- wedding: düğün
9. SINIF İNGİLİZCE 9. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR
9. Sınıf İngilizce 10. Ünite Kelimeleri
- TV WORDS
- animation: animasyon
- boat tur: tekne turu
- cartoon: çizgi film
- chat show: söyleşi, sohbet programı
- comedy films: komedi filmi
- concert: konser
- cookery programme: yemek programı
- cooking programme: yemek programı
- costume designer: kostüm tasarımcısı
- cultural programmes: kültürel programlar
- dancer: dansçı
- documentary: belgesel
- drama: dram
- educative programmes: eğitici programlar
- episode: bölüm
- game show: yarışma programı
- make-up artist: makyöz
- match: futbol maçı
- movie: film
- music programme: müzik programı
- news&weather: haberler ve hava durumu
- open air theatre: açık hava tiyatrosu
- quiz show: yarışma programı
- reality show: sıradan insanların günlük yaşamlarını konu alan tv programı
- reception: tören
- remote control: uzaktan kumanda
- scientific programmes: bilimsel programlar
- series: dizi
- short film: kısa film
- singing competition: şarkı yarışması
- sitcom: durum komedisi
- soap opera: pembe dizi
- sports programme: spor programı
- sports: spor programı
- talent show: yetenek programı
- talk show: söyleşi, sohbet programı
- ticket: bilet
- travel programme: seyehat programı
- SOCIAL MEDIA WORDS
- affect concentration: konsantrasyonu etkilemek
- airplane mode: uçak modu
- checking smartphone: akıllı telefonunu kontrol etmek
- communicate: haberleşmek
- connect to Wi-Fi: kablosuz internete bağlanmak
- create addiction: bağımlılık yapmak
- destroy real-life communication skills: gerçek yaşam iletişimini bitirmek
- download: internetten indirmek
- follow the news: haberleri takip etmek
- get in touch with friends: arkadaşlarıyla bağlantıda olmak
- give sensitive information: kritik bilgileri vermek
- identity theft: kimlik hırsızlığı
- interact: etkileşim içinde olmak
- internet connection: internet bağlantısı
- join communities: topluluklara katılmak
- keep away from: uzak tutmak
- loudspeaker: hoparlör
- make new friends: yeni arkadaşlar edinmek
- post pictures: resim paylaşmak
- read articles: makale okumak
- search for information: bilgi aramak
- search the internet: internette aramak
- see photographs: fotoğraflara bakmak
- send a text message: mesaj göndermek
- send an e-mail: eposta göndermek
- send messages: mesaj yollamak
- settings: ayarlar
- share information: bilgi paylaşmak
- share photos: fotoğraf paylaşmak
- social media addict: sosyal medya bağımlısı
- social media users: sosyal medya kullanıcıları
- social networking sites: sosyal paylaşım siteleri
- spend a lot of time: çok zaman harcamak
- take a selfie: selfi çekmek
- tap: hafifçe vurmak
- turn bluetooth on: blutetoothu açmak
- wasting time: zamanı boşa harcama
- write opinions: fikirlerini yazmak
- OTHER WORDS
- a piece of cake: çok kolay
- absolutely: kesinlikle
- affect badly: kötü etkilemek
- agree: aynı fikirde olmak
- bad points: olumsuz yanları
- boring: sıkıcı
- charity: hayır işi
- complaining: şikayet etme
- crime rate: suç oranı
- disagree: aynı fikirde olmamak
- disturbing: rahatsız edici
- exhausted: yorgun
- find out: anlamak
- get angry: sinirlenmek
- get money: para kazanmak
- get rid of: kurtulmak
- getting lost in books: kitaplar arasında kaybolmak
- give a concert: konser vermek
- good points: olumlu yanları
- guest judges: misafir jüri
- horror: korku
- humour: mizah
- keen on: düşkün olmak
- nonsense: saçma
- opinion: fikir
- raise money: para toplamak
- rubbish: işe yaramaz, zırva
- take part: yer almak
- throw away: atmak
- tiring: yorucu
- violence: şiddet
- waste of time: zaman kaybı
9. SINIF İNGİLİZCE 10. ÜNİTE KELİMELERİ PDF İNDİR